60. yıl Davetli Konuşmalar Dizisi - Prof. Beatriz Colomina "X-ray Architecture"

Ne Zaman:

02/06/2016 - 14:00 / 16:00

Nerede:

ODTÜ KKM Kemal Kurdaş Salonu

Düzenleyen Birim:

Rektörlük

Prof. Beatriz Colomina

Kısa Özgeçmiş

Profesör Beatriz Colomina Princeton Üniversitesi, Medya ve Modernite Lisansüstü Programının kurucu ve yöneticisidir ve mimarlık alanında dersler vermektedir. Medya, toplumsal cinsiyet, sanat ve mimarlık sorunsalını özgün bir biçimde işleyen yaygın araştırma ve yayınları mevcuttur. Türkçeye de çevrilen bilindik eserleri arasında, Manifesto Architecture: The Ghost of Mies (Sternberg, 2014), Clip/Stamp/Fold: The Radical Architecture of Little Magazines 196X-197X (Actar, 2010), Domesticity at War (MIT Press, 2007), Privacy and Publicity: Modern Architecture as Mass Media (MIT Press, 1994), and Sexuality and Space (Princeton Architectural Press, 1992) bulunmaktadır.  Akademik üretimin yanı sıra Venedik, Kassel, Londra, Frankfurt, Barcelona, Santiago de Chile, Bogota, Vancouver, Oslo, Lizbon, New York, Murcia, Montreal, Varşova, Rotterdam, Maastricht ve Viyana gibi şehirlerde gerçekleştirilen sayısız serginin küratörülüğünü yapmıştır. Bu bağlamda, 2016 İstanbul Tasarım Bienali’nin küratörlüğünü de Mark Wigley’le birlikte yürütmektedir. Dr. Colomina Madrid-İspanya doğumlu olup, mimarlık eğitimi ve doktora çalışmasını Barselona’da tamamlamıştır. Kendisi hala ABD New York’ta akademik faaliyetlerini sürdürmektedir.

 

Sunum: X-Ray Mimarlığı

Modernite sorunsalı tekinsizdir; ve bu bağlamda, Modern mimarlık küresel bir yürüyüşü içselleştiren kahramansı, parlak bir işleyen makinenin ötesinde, gündelik hayatın dışında sürüklenen hastalıklı, kırılgan bir yapıya denk düşer. Her bir nefesin kazanımı dolayısıyla zorlu bir nefese karşılık gelir – bu bir anlamda, melankolik bir Modernite’dir. 

1920’lerde uluslararası avant-garde mimarlar tarafından başlatılan Modern mimarlık paradigması, ki bunların çoğunluğunun Alman ve Berlin’in de özellikli bir şehir olduğunu biliyoruz, işlevsel yeterlilik, yeni malzeme, örneğin cam, demir/çelik, betonarme, yeni inşa teknolojileri ve makina estetiği olarak anlaşılmıştır.

Bu görüşe tezat olacak biçimde, bu sunumun iddiası, yirminci yüzyılda olgunlaşan Modern mimarlık paradigmasının gerçekte, dönemin tıp bilimlerine duyduğu tutku aracılığı ile biçimlendiğidir – tüberküloz ve onun birincil tanı cihazı: X-ray. Denilebilir ki, yeni görüntüleme teknolojisi ve onun imge dünyası, o güne değin normal addedilen mimarlık algısını köktenci bir biçimde değiştirmiştir.